![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiijoekHeaes9RoQ_CMRWbTlwasBQBX8LNLpJs9S4qjmcgxau1d2aRvNdSNOYtNWPwDDTYCwSTH9B_D0jS-jUczWBVgjRxjuyayjORRHfFdyAhOUamT7_qZfKkjA50As3qaR0OblfolgLkM/s400/24558_367014332543_347939142543_3674791_2752989_n.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYkmjePC5UpnEgx2btO33PtEG15_-p1IS1u0Z9lheTrTA0TAvzsP_b5MosnSVunDzKyFzffHbQGvk7-SzN1x5XHNrTxc21f5am-DVqeezcMKK17iEF7K5ZtIapJr7hbV6_ZIfY-u5naFHV/s400/24558_367014327543_347939142543_3674790_6295587_n.jpg)
HEP EZİLEN,ÖRSELENEN,DIŞLANANVE ÖTEKİLEŞTİRİLEN ve BAŞKALIKLARIN HALKI ‘’ROMANLAR’’
Nicelerin kesici ve gaspçı gibi sıfatlarla anılırlar.Fakat kimse bilmez ki içlerinde ne cevherler ne sevgiler ne müzikler ne renkler vardır.Ortaya çıkışlarından bu yana bir devlet bile kuramamış olan Romanları inceleyelim.
Öncelikle Romanların tarihi ve çıkış noktalarını ele alalım.
Romanlar yani halk dilinde Çingenelerin ilk çıkış noktası olarak Hindistan’ın Pencap bölgesi kabul edilir.Daha sonra 1050 yılında İran ve Anadolu üzerinden Dünya’ya yayılmışlardır.Bundan 100 yıl önce Bizanslılar athinganoi ismini vermişlerdir.Bu isim dokunulmaz demekti ve belki de Romanların kaderi bu isim verildikten sonra çizilmiştir.Bu isim kulaktan kulağa yayıldıktan sonra Romanlar her gittikleri yerde bu anlamı taşıyan isimler almışlar ve hep böyle anılmışlardır.Kimileri Zigeuner dedi kimileri Cigani kimileri Çingene...
Romanlar göçebe bir hayat sürdükleri için bu dönemde insanlar yeni gelen bu insanlardan hep çekindi.Çünkü Romanların kaybedecek bişeyleri yoktu.Bu yüzden en özgür insanlar onlardı.Aynı zamanda kimse onları kabullenmedi.Birlikte hiç iş yapmadılar,akrabalık kurmadılar,kız alıp vermediler.ama Romanların en önemli özelliklerinden biri onları el işlerindeki hüneriydi.Gittikleri yerde belki dışlandılar belki horlandılar ama onlar gittikleri yerlere hep bir şeyler bırakarak gittiler.Kimse onlara insan gözüyle bakmadı.Çingeneler bu durumdan kurtulmak içiçn bir çok yol denediler. Çingeneler konuştukları dillerin birinde insan anlamına gelen ‘’ROM’’ dediler kimi zaman yalvararak kimi zaman gözlerinin içine bakarak haykırarak ‘’Biz Çingene değiliz biz insanız ‘’ dediler.Bu durumdan kurtulmak için kendi benliklerinden bile vazgeçmeyi hiçe saymayı kabul ettiler.Tarihin en eski zamanlarından bu yana Çingeneler zanaatla geçimini sürdürmüşlerdir.İnsanlar tarım ve hayvancılığı öğrendikten sonra toplayıcılığı bırakıp yerleşik hayata geçmişlerdir.Fakat Romanlar bu yolu tercih etmeyip toplayıcılığa devam etmişlerdir.Bu da zaman geçtikçe güç olmaya başlamış.Çünkü yerleşik hayata geçenler toprağını korumak adına Romanları topraklarından uzaklaştırmışlardır.
Çingenelerin rengi, müziği , giyimi,dansı,yemesi içmesi,meslekleri
Romanların rengi
Romanların sanıldığı gibi belli bir rengi yoktur.Kimisi sarışın kimisi esmer kimisi kumraldır.Sürekli göç halinde oldukları için yerleşik bir Roman dili yoktur.Gittikleri bölgelerin dilini konuşur onlar gibi giyinirler.
Giyim tarzı
Bütün çağlar boyunca Çingenelerin genellikle yoksul görüntülü giysiler giydikleri bir gerçektir.Çingene tarihinde ne kadar geriye gidilirse gidilsin,onların hiçbir zaman gösterişli kıyafetler giydiğine rastlanılmamaktadır.Daha ziyade sağdan soldan topladıklar eşyaları kullanmakta,bunun neticesi olara Çingenelerin giyim ve kuşamlarında , zaman ve yöreye ilişkin biçimlerin ortaya çıkmaktadır.Çingenelerin diğer insanlardan ayıran en önemli özelliklerinden biri de giyim-kuşamlarıdır.Çingenelerin özellikle kadınların canlı renkler seçmesi söz konusudur.Giysilerinde pembeye daha fazla ağırlık verirler.Ayrıca kırmızı rengin Çingeneler için ayrı bir önemi vardır.Çingeneler kırmızıyı uğur getirici renk olarak kabul ederle.Giysilerinin de özellikle çiçekli motifleri tercih ederler.
Müziksiz yapamayan ırk
Müzik,Çingene hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.Dünya’da Çingeneler üzerinde yapılan araştırma doğrultusunda ulaşılan kanaat hiçbir etnik grubun Çingeneler kadar müzik zevki ve kabiliyeti olmadığı doğrultusundadır.Çingenelerin geleneksel ensturmanları davul ve zurnadır.Bütün Dünya’ da Çingenelere genellikle eğlendiricilik rolü verilmiştir.Onlarda bu rolün hakkından kolayca gelmişlerdir.Bunun için oluşturdukları kuralsız,uyarlama ve yorumlama yetenekleri sayesinde müziklerini geliştirmişlerdir.Bu zor hayat koşulları içerisinde müzik, Çingenelerin ruhuna üflenmiş bir yetenek gibirdir.Müzik Çingeneler için tutkuların en büyüğü olmuştur.hele bir de bunu bir meslek haline getirerek sürekli yaptıkları iş olarak benimsemelerini sağlamışlardır.
Türkiye Çingeneleri, dans ve dansözlükte kendilerini kabul ettirmişlerdir.Özellikle Çingenelerin geliştirdikleri ‘’Roman Oyun Tarzı’’ büyük bir beğeni toplamıştır.Yediden yetmişe tüm Çingeneler bu oyunu bilmektedirler.bir Çingene düğününde çalgıcılar da dahil olmak üzere , düğüne iştirak eden bütün insanlar aynı anda oynamaktadırlar.Bu oyun ;oldukça kıvrak ve hareketli figürlere sahiptir.Bel, kalça, bacak ve ayakaların ustalıkla kullanılması gereken ritmik bir danstır.Dansözlükte Çingene kızlarının mesleği haline gelmiştir.
Yemek alışkanlıkları
Romanların gıda stoku yapma gibi bir alışkanlığı yoktur.Hazırda ne varsa onu yerler yarını düşünmezler.Bolluk içinde yaşaya bilecekleri gibi yoksullukta da yaşayabilirler.Romanların içecekleri arasında hiç kuşkusuz alkol de gelmektedir.Bu durum öyle bir hal almıştır ki aralarında içki içmeyenlere adam bile yerine bile koymazlar.Özellikle düğünler , bayramlarda ve her türlü eğlence ortamında su yerine alkol kullanılmaktadır.Ayrıca erkeklerin bir çoğu eve alkolsüz gelmemektedir.Türkiye’deki hemen her Roman ailesinin reisi eve bir şişe içkiyle gelmektedir ve kazancının büyük bir çoğunluğunu burada harcamaktadır.Günlük kazanıp,günlük yiyen Romanlar kazancı çoksa o gün mutlaka rakı alırlar.Yeterli seviyede kazanamadıysa bu durumda da en ucuz şarap veya bira almaktadırlar.Kontrolsüz alkol tüketimi neticesinde pek çoğunun ileri derecede alkol bağımlısı olduğu görülür.Ayrıca uyuşturucu da alkolün etkisiyle kullanılır.bu sebeple kendini jiletle doğramış bir çok gence rastlanmaktadır.
Meslekleri
Romanların yaşamının bir çok alanında görüldüğü gibi mesleklerinde de gelenekleri hakimdir.Çeşitli bilgilerle donatılmış olarak nalbantlıkla birlikte ,kalaycı,bakırcı,oymacı,sepet örücüsü ve müzisyen olarak hayatlarını idame etmektedirler.Günümüzde ise değişen şartlar altında bazı Romanlar mesleklerinin yok olduğunu kabul etmektedirler.Mesela kalaycılık,bakırcılık,şifacılık gibi çağa ayak uydurmayan meslekler kaybolmaya mahkum olmuşlardır.Bu sebeple bu meslekler artık çok Roman tarafından icra edilmektedir.Müzik ile para kazanmaya çalışan romanlar ise gittikleri her yerde dinleneceklerini bildikleri için bu mesleği asla bırakmamışlardır.Aynı zamanda oyunculuk veya dansözlükte aralarında revaçta olan mesleklerdir.Günümüzde bohçacılık,falcılık ve dilencilik gibi mesleklerde yapılmaktadır.Türkiye’deki Romanların tahsil seviyeleri çok düşük olduğu için doktor,öğretmen,mühendis gibi tahsil gerektiren mesleklerin çıkması zorlaşmaktadır.
Türkiye’deki Romanların ikamet ettikleri yerler
Türkiye’deki Roman haritası
Dünya’nın en renkli göçebe toplulukları Anadolu’nun dört bir tarafına yayılmışlardır.Türkiye’de en yoğun bulundukları bölgeler Trakya,Tekirdağ,İstanbul,Çanakkale,Adana,Antalya,İzmir,Düzce,Bursa ve Kırklareli gelir.Özellikle İstanbul’da Sulukule ve Kasımpaşa romanlarıyla ünlüdür.İzmir’de ise Konak,Torbalı,Tepecik ve Kadifekale çevresinde toplanmıştır.Adana’ da ise Hürriyet mahallesi etrafında toplanan romanlar bulundukları yerde farklı isimlerde anılıyor..Fakat Romanların yerleşik ve toplu bir şekilde bir şehirde bulunmuyorlar.Bulundukları şehir de ise hep Roman mahallesi sınırlarında içinde yaşarlar.Türkiye’ de yapılan son araştırmalara göre 700.000Roman yaşamını sürdüğü düşünülmektedir.
Günümüzde Çingeneler, Türkiye'nin hemen her yerinde dağınık olarak yaşamaktadır. Onların çoğunlukta bulunduğu yerlerin başında Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri gelmektedir. Bunu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri takip etmektedir. Burada Çingenelerin Türkiye'deki dağılımları gösteriliyor.Çingenelere gittikleri yerlerde değişik isimler takılmıştır . Adana'da bilhassa yankesicilikle uğraşan çingeneler "Cono" ismiyle bilinmektedir. Bulgaristan'dan gelerek Kayseri, Adana, Osmaniye, Sakarya ve Çorum illerinde yerleşen Romanlar için "Haymantos" tabiri kullanılmaktadır Erzurum il sınırları içerisinde yaşayan bir grup "Şıhbızınlı" ismiyle anılırken, Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi Avrupa ülkelerinden gelerek, Trakya yöresinde yoğunlukta bulunan Çingeneler için "Roman" tabiri kullanılmaktadır Günümüzde Türkiye'de yaşayan bu Çingeneler, ülkenin çeşitli yerlerinde dağınık olarak bulunmaktadır. Onların en fazla bulunduğu bölgelerin başında Marmara Bölgesi gelirken, bunu ikinci sırada Ege bölgesi takip etmektedir. Daha sonra sırasıyla sırada Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri gelmektedir.
Son olarak Romanların kendi yaşam tarzını anlatan şiirleri ele alalım
Bu iki şiirde de görüldüğü gibi ister Çingene diyin ister Roman onlarında bu Dünya’da horlanmadan ezilmeden yaşamaları gerekiyor.Bu insanlar hiçbir şekilde kendi özünden vazgeçmeden hayatlarını yaşamak istiyorlar.Romanları da diğer ırklar gibi görüp kucaklamalıyız.